Filistin davasının unutulmaz lideri: Yasir Arafat

İsrail'in Filistin ülkelerini işgaline hakkında verdiği mücadeleyi "Elimde ortak zeytin dalı ile ortak hürriyet savaşçısının silahını taşıyorum" halinde tanımlayan Filistin'in söylence önderi Yasir Arafat'ın vefatının üstünden 17 sene geçti.

Dünya - 3 yıl önce

Kudüs

Hayatı süresince Filistin'in özgürlüğü düşüncesince uğraş fail Yasir Arafat, vefatının üstünden 17 sene geçse de Filistin davasının en ehemmiyetli simgesi olmaya bitmeme ediyor.

Yıllarca bölgenin en çalışan liderlerinden bulunan Arafat, ölümünün 17'nci senesinde Arap ülkelerinin art arda İsrail ile ilişkileri normalleştirdiği, Filistin davasının Arap-İslam dünyasının merkezi davasından çıkmış bulunduğu kaygı ve fikir uyandıran müşterek atmosferde anılıyor.

Filistinlilerin hâlâ aşırı "Ebu Ammar" kendisine isimlendirdikleri Arafat, Filistin puşisi (kufiye) ve askeri üniformasıyla ihtilalci müşterek cibilliyet ortaya koyarak ari Filistin savaşı düşüncesince ayrımlı metodlar benimsedi.

Başta bağımsızlığın yolunun silahlı mücadeleden geçtiğine mümin Arafat, 1990’lı zamanlardan itibaren ise diyalog şeklini seçti.

Attığı adımlar ve izlediği biçim birtakım Filistinli gruplar kabilinden eleştirilse de Arafat, Filistin davasının evren kamuoyunda gündeme gelmesinde ehemmiyetli gösteriş oynadı ve Filistin kavim kimliğinin oluşmasına iri yardımı sağladı.

Kendine saf giysileri ve karizmasıyla Orta Doğu’nun en ehemmiyetli liderlerinden birisi kendisine yayınlanan Arafat, sonuç nefesine denli halkının bağımsızlığı düşüncesince uğraş etti.

Nobel Barış Ödülü sahibi Yasir Arafat, değme ne denli Filistin’in bağımsızlığı düşüncesince uğraş fail grupların tamamını biricik bina altında toplamayı başaramasa da en azından hayatı süresince bu gruplar arasındaki ayrışmanın derinleşmesini yapan müşterek reis kendisine tarihe geçti. Ancak ölümünden sonraları Filistinli gruplar arasındaki ayrışma hâlâ da derinleşti.

Filistin'in özgürlüğü düşüncesince güzeşte müşterek ömür

Gerçek ismi Muhammed Abdurrahman bin Abdurrauf Bin Arafat el-Kudve el-Hüseyni bulunan Arafat, cahillik yıllarından itibaren Sahabeden Ammar Bin Yasir ile Mekke’deki Arafat Dağı’na atfen Yasir Arafat ismini ve Ebu Ammar harf ismini kullanmaya başladı.

Arafat'ın tevellüt yeriyle ait tartışmalar ölümünden sonraları da bitmeme etti. Yasir Arafat, 1929’da Filistin davasının kalbi Kudüs’te doğduğunu söylemesine karşın birtakım araştırmacılar onun Kudüs'te değil Mısır'ın başkenti Kahire'de dünyaya geldiğini öne sürdü.

Belki de Kudüs'ün Filistin davasındaki öneminden ötürü Arafat'ın tevellüt noktayı baştan sona ağız dalaşı konusu oldu. Henüz 4 yaşlarındayken annesini kaybeden Yasir Arafat'ı ablası İnam büyüttü.

Gençlik yıllarından itibaren İsrail işgaline direngen Filistinlilere iane etmeye süregelen Arafat, 1948'de Arap-İsrail Savaşı başladığında halkının savaşçılarına tabanca realizasyon etmeye çalıştı.

Fetih Hareketi'ni kurdu

Savaşın peşi esna eğitimini ikmal yapmak düşüncesince Mısır'a revan Arafat, Kahire'de Filistinli darülfünun mezunlarını müşterek topluluk çatısı altında buluşturdu.

İnşaat mühendisliği bölümünü bitirdikten sonraları Kuveyt'e güzeşte canlı Arafat, burada 1965’te Filistin direnişindeki en emektar ve iri örgütlerden birisi bulunan Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi'ni (Fetih) kurdu.

Devrimci fikirlere erbap Arafat, resmi ismi "Hareket Tahrir el-Vatani el-Filistini" bulunan hareketinin ağırlık bölgesini bollatmak düşüncesince Cezayir'de müşterek şube açtı.

Sosyal demokratlık ve seküler Arap milliyetçiliği temelinde müşterek direnç hareketi bulunan Fetih, Filistin’in İsrail işgaliyle mücadelesinde çalışan gösteriş oynadı.

Sürgünden sürgüne zorlandı

Fetih önderi Arafat, siyonizmi "düşünce, hedef, teşkilatlanma ve formül açısından agresif yayılmacı faşist müşterek hareket" halinde niteleyerek, Filistinlilerin arsıulusal camiada özümleme edilebilmesi düşüncesince Arap ülkeleri kabilinden kurulan Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) 1969'da liderliğini üstlendi.

İşgal edilen yurtlarını yetirmek ve vatanından sürülen milyonlarca Filistinlinin evlerine dönüşünü gelmek düşüncesince İsrail'e huzur silahlı mücadelenin eşya olduğuna mümin Arafat'ın başlangıcında bulunduğu Filistin hareketi, İsrail’in beraberinde birtakım Arap ülkeleriyle de uğraş buyurmak durumunda kaldı.

Eylül 1970’de başlayıp Temmuz 1971’e denli devam eden ve tarihe "Kara Eylül" kendisine güzeşte çatışmalarda Ürdün ordusu ile Filistinliler huzur karşıya geldi. Ürdün askerlerinin binlerce Filistinli sivili öldürmüş bulunduğu çatışmaların peşi esna bu ülkeyi ayrılma buyurmak durumunda küsurat Arafat, Lübnan'a geçti.

Arafat, 1974'te Birleşmiş Milletler (BM) kürsüsünde meydana getirmiş bulunduğu konuşmada şu ünlü laflarını sarfiyat etti:

"Elimde müşterek zeytin dalı ile müşterek hürriyet savaşçısının silahını taşıyorum. Zeytin branşının elimden düşmesine müsaade vermeyin."

İsrail, Arafat’ın sığındığı Lübnan'a 1978’de saldırarak ülkenin güneyinde önemsiz müşterek alanı karışma etti. İsrail'in 1982'de Lübnan'a huzur hâlâ iri müşterek hücum başlatması dair bu ülkeden de boşanmak durumunda küsurat Arafat'ın bu seferki durağı Tunus oldu.

Sürgünde istiklal ilanı

Yasir Arafat, sürgüne, tecride karşın en iri imgesel bulunan ari Filistin devletinin kurulmasından hiçbir vazgeçmedi.

Bu hayalin gerçekleşmesi düşüncesince 1988'de Cezayir’de FKÖ'ye ilişkin Filistin Milli Konseyi, başkenti Kudüs bulunan ari müşterek Filistin devletinin kurulduğunu duyuru etti.

Bunun peşi esna Arafat halkoyu uğrunda sertliği reddettiğini açıklayarak İsrail ile diyaloğa revan yolda ehemmiyetli müşterek aşama attı.

İsrail'i tanıdı

Arafat’ın Filistin mücadelesindeki en ciddi dönüm noktalarından birisi ihtimal de İsrail'i tanışıklık sonucu oldu.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 1988'de meydana getirmiş bulunduğu konuşmada Arafat, FKÖ'nün İsrail'in "var olma hakkını tanıdığını" duyuru etti.

Bu adımı Filistinli gruplar ortada ayrımlı tepkilere biçim açsa da ABD'nin Arafat'a ve hareketine müteveccih algısını müspet yönde değiştirdi. Filistin Merkez Konseyi 1989'da Arafat'ı Filistin Devlet Başkanı duyuru etti.

Arafat, bundan müşterek sene sonraları Süha isminde müşterek Filistinli ile evlendi. Arafat çiftinin bu evlilikten Zahva ismini verdikleri müşterek kız evladı oldu.

Oslo Anlaşması

İsrail hükümeti ile Arafat liderliğindeki FKÖ ortada sürdürülen duyurulmayan ve bariz görüşmeler, 1993'te Oslo Barış Anlaşması'nın imzalanmasıyla sonuçlandı.

Anlaşmanın imzalanmasının peşi esna Filistin önderi Arafat ile İsrail Başbakanı İzak Rabin el sıkışarak kameralara kurum verdi. Bu anlaşmadan ötürü 1994’te Arafat ve Rabin'e Nobel Barış Ödülü verildi.

Oslo Anlaşması çerçevesinde karışma altındaki Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrıldı. Yüzde 18'i havi “A bölgesi”nin yönetimi yönetsel ve düzenlilik kendisine Filistin'e, yüzdelik 21'lik "B bölgesi"nin yönetsel yönetimi Filistin'e, "güvenliği" İsrail'e devredilirken, yüzdelik 61'ini havi "C bölgesi"nin "idare ve güvenliği" İsrail'e bırakıldı.

Anlaşma metni, İsrail askerlerinin Gazze Şeridi ve Eriha'dan çekilmeleri ile süregelen iptidai salname müşterek intikal periyodunu öngörüyordu. Bunun beraberinde Batı Şeria ve Gazze'de yönetimin azda olsa Filistinlilere teyit edilmesi ile sonuçlanacak muvakkat müşterek zamanın belirlenmesi dair anlaşılmıştı.

Bunun düşüncesince Filistin yönetimi kurularak liderliğine Arafat getirildi. Böylece, 1999 bakımından tarafların sonuncu yontu anlaşması imzalaması ve Filistinlilerin kişi yönetimini oluşturması öngörülüyordu.

Fetih ve FKÖ'nün önderi Arafat 1996'da meydana getirilen seçimlerde oyların yüzdelik 83'ünü alarak Filistin yönetimi başkanlığına seçildi.

Filistinlilerin istediği yerler Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'tü, fakat gelişmeler planlanan biçimde olmadı ve İsrail taahhütlerine uymadı.

İsrail anlaşmalara karşıt kendisine Doğu Kudüs ve Batı Şeria'daki Yahudi iskân ünitesi faaliyetlerine himmet kesmeden bitmeme etti. Oslo'nun getirmiş bulunduğu yükümlülüklerden birisi de su kaynaklarının paylaşımında biricik cepheli aşama atılmamasıydı. Ancak İsrail bu kurala da uymayarak, Batı Şeria'daki su kullanımını kişi lehine daima artırdı.Kimi uzmanlara uyarınca İsrail'in kadem sürümesi ve laflarını hesabına getirmemesi zımnında görüşmelerin akamete uğramasının peşi esna 2000 senesinde Filistin ahali ayaklanması "İkinci İntifada" yarık verdi.

Ev hapsi ve meşkûk ölümü

İsrail güçleri 2002'de Arafat'ı karışma altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde bulunan karargahında ev hapsine aldı.

Filistin yönetiminin merkezi bulunan karargahını 2 sene kuşatma altında markajcı İsrail güçleri, burayı nice kat tanklarla da amaç aldı.

Arafat 2004'te hastalığa yakalandı ve enflüanza tanısı konuldu fakat Filistinli reis müşterek ayrışık iyileşemedi. İsrail'in müsaade vermesinin peşi esna otama düşüncesince 29 Ekim’de Fransa'ya götürülen Arafat, 11 Kasım 2004'te Paris’te Percy Askeri Hastanesinde 75 yaşlarında yaşama gözlerini yumdu.

Arafat'ın Kudüs'e defnedilmesi yönündeki vasiyeti, İsrail işgali zımnında gerçekleşemedi. İşgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentine defnedilen Arafat'ın ahiret yolculuğu sebebi ise ağız dalaşı konusu olmaya bitmeme etti.

Zehirlendiği iddialarının kuvvetlenmesinin peşi esna 2012’de Arafat'ın mezarı açılarak sağlam alındı.

İsviçreli bilgi adamları, Arafat’ın ölü bedeninden tahsil edilen örnekler üstünde icra ettikleri incelemenin peşi esna 2013’te Filistin liderinin zehirlendiğinden yüzdelik 83 oranında emniyetli olduklarını açıkladı.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Kasım 2016’da meydana getirmiş bulunduğu açıklamada, Arafat'ın vefat etmesiyle ait soruşturmanın bitmeme ettiğini belirterek, "Yakında katilleri açıklayacağız ve hacısı hocası dehşete düşecek." dedi.

Nedendir bilinmeyen bu sözlerin üstünden 5 sene geçişine karşın Arafat’ın "katilleri" hala açıklanmadı.

Arafat’ın ölümünün peşi esna ilkin Fetih ile Hamas arasındaki ayrışma hâlâ da derinleşti. Bugün bakımından Filistin davasında koşa çivi müşterek hile görüntüsüne illet bulunan bu ayrışmanın değme güzeşte güneş hâlâ da derinleştiği anlatım ediliyor.

Filistin direnişi bu ayrışmadan menfi etkilenirken, bulunan durumun hemen İsrail’in çıkarlarına görev etmiş bulunduğu de tanıdık müşterek gerçek.

Haftanın Öne Çıkanları

Fen liseli öğrenciler hayali otonom araç üretmek

2021-11-08 09:34 - Teknoloji

43. İstanbul Maratonu'nu beylerde Victor Kiplangat, hanımlarda Sheila Jerotich kazandı

2021-11-07 11:34 - Spor

Bakan Kasapoğlu: 'Harcanan her bir kuruşu gençlerimiz için harcıyoruz'

2021-11-04 21:00 - Spor

Polonya-Belarus ortada mülteci krizi derinleşiyor

2021-11-09 20:48 - Dünya

Milli judocu Bilal Çiloğlu, 2020 Tokyo'yu 2024 Paris'in başlangıcı yerine görüyor

2021-11-09 11:39 - Spor

19 yaşındaki Emine Mutlu, 11 yıldır bağımlı bulunduğu oksijen cihazından, ‘organ bağışı’ ile kurtuldu

2021-11-06 10:39 - Sağlık

İnternetteki hicap donör istimara ve söylentiler de 'siber zorbalık' adına değerlendiriliyo

2021-11-04 11:45 - Teknoloji

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından Glasgow'da 'Türkiye'nin Yeşil Kalkınma Strat

2021-11-04 12:07 - Dünya

YPG/PKK, Kamışlı'da perhiz unsurlarına müteveccih ablukasını kaldırıyor

2021-11-04 18:19 - Dünya

Mescid-i Aksa’ya baskın

2021-11-04 16:01 - Dünya

İlgili Haberler

Netanyahu, yeni başbakanlığı döneminde İsrail'i "çalkantılı bir sürece" sürükledi

13:06 - Dünya

Ukrayna: Rusya, gece 7 bölgenin enerji altyapısına saldırılar düzenledi

11:07 - Dünya

İsrail güçleri, Cenin'e düzenlediği baskında 3 Filistinliyi öldürdü

10:06 - Dünya

Pakistan'dan Türkiye'ye 8 bin 200 kışlık çadır taşıyan ikinci gemi yola çıktı

09:06 - Dünya

Pentagon'un, ABD'nin olası Rus savaş suçu kanıtlarını Lahey'e iletmesini engellediği

06:06 - Dünya

Günün Manşetleri

İklim değişikliğiyle mücadelede TarımGES uygulamaları

13:07 - Ekonomi

Beşiktaş Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi saat 15.00'e kadar hizmet vermeyecek

12:07 - Gündem

Bebeklerin gelişiminde uyudukları ortam büyük önem taşıyor

11:05 - Sağlık

Bugün hava nasıl olacak? 9 Mart 2023 hava durumu

10:06 - Gündem

Samsun açıklarında 3,8’lik deprem

10:05 - Gündem