İstanbul
Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın dünyaevi işlemleri düşüncesince 2 Ekim 2018'de girmiş bulunduğu Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesinin üstünden 3 sene geçti.
Orta Doğu'nun en çalışan gazetecilerinden bir tanesi şekilde maruf Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi ve sonra yaşananlar seneler geçse de hafızalardaki yerini koruyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çabasının yanı esna Türkiye'de hesaplı anket kararında ortaya çıkartılan deliller ve hesaplı çalışan diplomatlık sebebiyle açılan arsıulusal baskıyla cinayeti evren kamuoyuna itiraf kılmak mecburiyetinde artan Suudi Arabistan, vakaya karışanların Türkiye'de yargılanmasına müteveccih taleplere aksi cevap verdi. Riyad Ceza Mahkemesi, suikastla ilgilendiren 15 nefis uygulama timinden 8'i kendince egemenlik verirken, sanıklardan 5'i 20'şer, 1'i 10, öbür 2'si 7'şer sene hapishane cezasına mahkum edildi.
Bu süreçte aradan güzeşte 3 yıla karşın yanıtsız artan bazısı sorularla baş başa Kaşıkçı'nın ölü bedeninin nerede bulunduğu bilgisi de bugüne denli açıklanmadı. Birleşmiş Milletler Yargısız ve Keyfi İnfazlar hususi Raportörü Agnes Callamard, adam öldürmeye ilişikli hazırladığı raporda, Kaşıkçı'nın öldürülme koşullarının, Suudi Arabistan çeşidinden onaylanan "İşkenceye Karşı Sözleşme" hükümleri gereğince azap eylemi oluşturduğu, cesede halen ulaşılamamış olmasının da "zorla bulunmayan etme" suçunu yapılanma ettiğini belirtti.
Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, AA muhabirine, güzeşte müddette vakaya bağlı adaletin sağlanmadığını anlatırken, "Vefatının 3'üncü sene dönümünde hala gerçekleşmeyen adaletin ardında olmamız icap ettiğini uyarmak istiyoruz. Bugün tanık olduğumuz bu gidişat doğacak açısından ağırbaşlı endişeler taşıyor. Hakkı ayakta avlamak düşüncesince koşullar ne olursa olsun adaleti korumak yalnızca benim değil, bütün siyasal sorumluların görevi." dedi
Orta Doğu'da sonuç 10 yılda tek bulunmadığı denli şişman karışıklıklar ve insanoğlu hakları ihlalleri yaşandığını dile getiren Cengiz, "Bu durumun en açıkça işareti vahşicesine ortak katliama kurban edilen Cemal oldu." ifadesini kullandı.
Bu meselenin yalnızca siyasal ve türel değil, ayrımsız vakitte insanca ve ahlaki ortak iş bulunduğunu vurgulayan Cengiz, "Gelecek hesabına söylenmesi müstelzim değme nesne bundan sonra demincek söylenmeli. Şahsen ego hak arayışında imtihan şekilde görüyorum bu durumu. Dünya liderlerinin elden bütünü kendilerine dönerek 'biz bozukluk ortak nesne yapmıyoruz' niteleyerek sorması gerekiyor. Cemal'in öldürülmesinden mesul olanların müsrif bırakılması her insanın minimum onlar denli kabahatli bulunduğunu gösteriyor." niteleyerek konuştu.
Cengiz, "Orta Doğu'da ortak şeylerin gelecekte hâlâ iyiye akilane değişmesi arzusunda isek ki anca olması lazım, o devir adaletin yeryüzü düşüncesince fark edilmeksizin uygulanması gerekir." dedi.